Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu, Osmanlı’daki kadın imgelerinin evrimini ve toplumsal dönüşümdeki rollerini sergileyen önemli bir arşiv olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. A. Melek Özyetgin, koleksiyonun Batı’nın oryantalist bakışını aşarak Osmanlı kadınlarını özgün, güçlü ve modern biçimde temsil ettiğini belirtiyor. Doç. Dr. Ayşe Ersay ise, farklı etnik ve sosyal sınıflardan kadınların temsillerinin koleksiyona toplumsal çeşitlilik açısından önemli bir belge niteliği kazandırdığını söylüyor. Özellikle Hereke Fabrikası’ndaki kadın işçi fotoğraflarının, kadın emeğinin toplumsal yapıyı nasıl dönüştürdüğünü ortaya koyduğunu dile getiriyor.
Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM), kadın hakları ve aileyi ilgilendiren meselelerde kalıcı çözümler üreterek adalet merkezli bir söylem ve literatür oluşturmak için iki senede bir düzenlediği KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi’nin 10’uncusu geçtiğimiz günlerde “Mitik Söylem ve Kadın” temasıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in başkanlığında toplanan kongrede kadınlarla ilgili görüş, düşünce ve inanışların arkasında yer aldığı düşünülen, gerçekte doğru olmayan bir hikâye ve anlatı için kullanılan mitler (söylen) tartışmaya açıldı. Kongre, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’ndeki KADEM Kadın Araştırmaları Kongresi, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Yalova Üniversitesi, İbn-i Haldun Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Haliç Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçti. Prof. Dr. A. Melek Özyetgin ve Doç. Dr. Ayşe Ersay “Hafıza: Sanat, Mit ve Edebiyatta Temsiller” oturumunda “Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu Üzerinden 19. Yüzyılda Kadın İmgesinin Tahlili: Çeşitlilik, Özgünlük ve Özgürlük” başlıklı konuşma gerçekleştirdi. Litros Sanat olarak; Prof. Dr. A. Melek Özyetgin ve Doç. Dr. Ayşe Ersay ile fotoğraf koleksiyonu üzerinden Osmanlı kadın imgesini, çeşitliliği ve dönemin görsel dilini konuştuk.
Prof. Dr. A. Melek Özyetgin: Batı’daki “Doğu” algısına karşı bir karşı-önerme sunuyor
Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu’nda yer alan kadın portrelerinin arka planında nasıl bir toplumsal ve kültürel yapı görülüyor? Bu kareler, kadınların Osmanlı toplumundaki sosyal konumlarına dair bize hangi ipuçlarını sunuyor?
Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu, o dönemdeki yaygın Oryantalist etkili fotoğraflardan estetik, kültürel ve teknik açıdan farklılıklar gösterir. Bu koleksiyon, sadece bir görsel arşiv değil, aynı zamanda Osmanlı sarayının özel dünyasını, batılılaşma sürecini, imparatorluğun değişen günlük yaşamını ve dönemin politik atmosferini belgeleyen zengin bir kültürel kaynaktır. Koleksiyondaki fotoğrafların birçoğu Batı’daki gibi doğrudan oryantalist bir bakış açısı ile çekilmemiştir, kültürel farklılıklar doğrultusunda farklı, özgün ve güçlü bir estetik oluşturulmuştur. Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu, aynı zamanda Osmanlı kültürünün zenginliğini ve görsel estetiğini sergileyerek, Batı’daki "Doğu" algısına karşı bir karşı-önerme sunar. Bu nedenle sarayda çekimi himaye edilen fotoğrafların büyük kısmında Osmanlı'nın görsel estetiği, zarif iç mekanları, geleneksel giyim ve törenleri Batı'nın önyargılarını aşacak şekilde belgelenmiştir. Bu, Batı’daki Osmanlı imajını daha modern ve sofistike bir hale getirmek için bilinçli bir çabadır.
Bu fotoğraflarda yer alan kadınların kimlikleri hakkında kesin bilgilere sahip olmasak da görsel detaylardan yola çıkarak bu kadınların toplumda nasıl bir yer edindiklerine dair nasıl çıkarımlar yapılabilir?
Kadınların fotoğraflanması, dönemin sosyal ve kültürel bağlamını anlamak açısından önemli ipuçları sunar. II. Abdülhamid döneminde fotoğrafçılık, sadece bir belgeleme aracı olmanın ötesine geçerek, siyasi ve kültürel mesajlar iletmek için de kullanılmıştır. Koleksiyon Osmanlı toplumundaki kadınların temsilini yansıtacak çerçevesinde şekillendirmiştir. Dikkati çeken hususların başında saray kadınlarının portre ve fotoğraflarının çok sınırlı sayıda yer almasıdır. Koleksiyonda oryantalist fotoğrafçılıkta gizemli ve egzotik kabul edilen saray haremi ve harem mensuplarına dair saraylı kadınların sadece çocukluk yıllarına dair bazı karelere yer verilmiştir. Elbette günümüze ulaşan koleksiyondaki kareler orijinaldekilerle aynı sayıda olmayabilir. Fakat yine de burada kasıtlı bir tercih ile koleksiyonun odağının saray ve çevresindeki elitlerden ziyade imparatorluğun tamamına yayılmış olduğunu söyleyebiliriz. Hatta dünyanın farklı coğrafyalarına olan merakı da eklersek koleksiyonun odağının son derece evrensel bir kapsayıcılıkta olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim koleksiyondaki kadın fotoğrafları Anadolu, Suriye, Irak, Mısır, Filistin, Lübnan, Arnavutluk ve Balkanlar gibi imparatorluk coğrafyasındaki kadınlar yanında Türkistan, Japonya, Uzak Doğu Asya, Hindistan, Japonya, Çin, Amerika, Endonezya, Avrupa ülkeleri, Rusya ve Kafkasya gibi dünyanın hemen hemen her noktasından seçilmiş özel karelerdir
Fotoğraf, kadının iç dünyasını da görünür kıldı
Doç. Dr. Ayşe Ersay: Farklı etnik kökenlerden kadınlar bir arada
Fotoğraflarda, kadının sosyal statüsünün ve toplumsal cinsiyetin özgün biçimde temsil edilmesi, toplumsal değişimlerin yansımasıdır. Kadınlar, fotoğraflarda, toplumdaki varlıkları, gücü ve etkileri doğrultusunda özgün bir şekilde fotoğraflanır. Hereke Fabrikası’nda çalışan kadın fotoğrafları bu kategoriye güzel bir örnektir. 19. yüzyıldaki Hereke fabrikasında çalışan kadın fotoğrafları, dönemin sanayi devrimi, iş gücü ve toplumsal cinsiyet anlayışını görsel olarak belgeleyen önemli bir belgedir. Hereke, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki en önemli halı üretim merkezlerinden biri olarak bilinirken, kadın işçilerin fabrikadaki rolü de sosyal ve ekonomik yapıyı anlamamız açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu fotoğraflar, kadınların üretim sürecindeki varlıklarını, emeklerini ve toplumdaki yerlerini yansıtırken, aynı zamanda onların toplumsal statülerini, sınıfsal farkları ve çalışma koşullarını da gözler önüne serer.
Kadınların duruşları, kıyafetleri ve bulundukları mekânlar üzerinden 19. yüzyılın estetik anlayışını nasıl okuyorsunuz? Bu portrelerde kadının kendini ifade etme özgürlüğüne dair izler var mı, yoksa belirli kalıplara mı hapsedilmişler?
Fotoğraflarda kadınların bireysel kimliklerinin özgün bir şekilde yansıtılması önemlidir. 19. yüzyılda, kadınlar genellikle toplumsal normlar ve ailevi rollerin ötesinde bireysel olarak temsil edilmemiştir. Ancak fotoğraflarda bazen kadınlar, daha önce görülmeyen bir şekilde, duygusal durumları, kişisel güçleri veya kendi kimlikleriyle öne çıkarılabilirler. Fotoğraflarda kadınların ruh halleri, göz bakışları ve beden duruşlarıyla özgün bir kimlik inşa edilmiştir. Kadınların kıyafetleri ve aksesuarları da özgünlük yaratmada önemli bir rol oynamıştır. Giysiler, kadının sosyal sınıfını, yaşını ve ait olduğu kültürel kimliği gösteren unsurlar olarak, özgünlüklerini belirlemede önemli bir araçtır. Fotoğrafçılar, kadının dış görünüşüne dair seçtikleri detaylarla, bireysel ve toplumsal kimlikleri özgün bir biçimde ifade etmişlerdir. Örneğin koleksiyondaki Mınakyan Tiyatrosu sanatçılarının pozları en ilgi çekici karelerden biridir. Bu fotoğraflarda, kadınlar genellikle dramatik pozlarla, kostümleriyle ve teatral yüz ifadeleriyle öne çıkar.
Kadınların sosyal etkinliklerdeki ve saray çevresindeki rolleri görülüyor
Osmanlı toplumunda kadının bir fotoğraf karesinde yer alması ne anlam taşıyordu? Bu görüntüler özel yaşama dair samimi bir pencere mi açıyor, yoksa kadını idealize eden bir temsil biçimi mi öne çıkıyor?
Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu'ndaki kadın fotoğrafları, genellikle kadınların kamusal alanlarda yer almadığı, daha kapalı ve geleneksel toplum yapılarında olduğu bir dönemde, kadınların özgürlüğünün simgeleridir. 19. yüzyıl Osmanlı toplumunda, kadınların sosyal ve kamusal alandaki varlıkları sınırlıydı. Ancak bu fotoğraflarda, kadınlar genellikle sosyal etkinliklere katılmakta, saray çevresinde çeşitli toplumsal rollerde yer almakta ve bazen dışarıda, halkla birlikte poz vermektedirler. Bu, kadınların özgürlüklerinin artan bir şekilde kamusal alanda görünür hale gelmesinin bir simgesidir. II. Abdülhamid dönemi, kadınların saray çevresinde çeşitli sosyal etkinliklerde özellikle de Cuma selamlıklarında yer aldıkları ve resmi olarak kameralar önünde poz verdikleri bir dönemi yansıtır. Bu, bir anlamda kadınların toplumsal rollerinin genişlemesi ve kamusal görünürlük kazanmasının bir işareti olarak değerlendirilebilir.
Yorum Yaz