Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Esenler, İstanbul’un 70’lerden itibaren yoğun göçün başlamasıyla birlikte kötü yapılaşmaya maruz kalan yerleşimlerden biri. Aslında Güngören’den ayrılarak ilçe oluşunun tarihi de yeni sayılır: 1993. Ancak yüzyıllar boyunca sur dışında Litros isimli bir köydü. Bu köy, İran üzerinden Hindistan’dan gelen ve sonradan Yunanlaşmış çingeneler tarafından kurulmuştur. Bu çingenelerin bir kısmının zaman içinde İspanya’ya göç ettiği dile getirilir kaynaklarda.
Hekim August J. Mordtmann’ın Esquisse Topogfaphique de Constantinopole adlı kitabında Litros’un Bizans devrinde Arete (Aretai) yani Faziletler Tepesi olarak bilinen yer olduğu belirtilir. Litros ismi ise Karadeniz Rumcasında mevcut ve “mantar” anlamına gelen “Litra”yla ilişkilendirilir. (Esenler’in Tarihi, Fatih Güldal&Ahmet Uçar, 2012 )
Osman Cemal Kaygılı’nın, 20. yüzyılın başlarında geçen Çingeneler isimli romanının kahramanı İrfan, Litros’tan, ‘‘Koca İstanbul’da, bu kadar hoş bir yer görmedim,’’ (2019: 87) diye söz eder. İrfan’ın temiz havası ve tabiatını övdüğü Litros, Esenler’in mazisindeki iki köyden biri. Osmanlı çağında Litros ve Avas ismiyle hayatını sürdüren iki köye, 1939’da ülke çapında yerleşim isimlerini Türkçeleştirme yönündeki resmi karar uyarınca, Esenler ve Atışalanı adları veriliyor. Esenler 1993’de Güngören’den ayrılırken, Atışalanı ile birleşerek ilçe oluyor.
Köy, belde ve hatta ilçe zamanlarında, kapsadığı tarihi eserlere rağmen, bazen bir Hakkari köyü kadar uzak bir adres diye ötelenirken bazen de varoş muamelesi görüyor. Gelgelelim zengindir birikimi. Mesela köy zamanında Çinçin Deresi üzerinde bir Mimar Sinan Köprüsü vardı, 1970’e kadar ve bugün, kolera salgını sırasında taşıp duran dereyi “ıslah” kapsamında üzeri betonla kapatılarak yok edilen o köprünün bir fotoğrafını bulmakta bile zorlanıyoruz. İlçede dolaşırsanız, çeşitli mahallelerde su sarnıçları, su terazileri ve çeşmeler görürsünüz. Avas Kemeri, Otağ-ı Hümayun, Tarihi Fırın, Davutpaşa Kışla Binası, Atışalanı Su Mahzeni… Köy Osmanlı çağında, ordunun yolu üzerinde olduğu için sürsat vergisine, su kemerlerinin bakımındaki payı için de suyolcu vergisine tabiydi. Yunan ve Osmanlı çağlarında saray erkanının sayfiye yeriydi. Başına gelen kötü yapılaşmanın görünmez kıldığı mazi, bazen Litros Yolu ismiyle karşınıza çıkar bazen de mesela Dörtyol’dan geçerken gözünüze çarpan, şimdilerde Dijital Kütüphane olarak hizmet veren eski bir kervansaray kalıntısıyla. O kervansaray zaman içinde kilise, sığınak, sinema, garaj, depo olarak birçok şekilde kullanıldı.
Litros’un Aretai yani “faziletler” adıyla tanındığı dönemlerden söz ettim yukarıda. Yüzyılların ardından yerleşim “faziletler” adıyla anılmasına sebep olan hangi özellikleriyle anılabilir acaba? Şu rahatlıkla söylenebilir sanırım: Esenler, yolcuya kimlik ayrımı yapmaksızın açık bir kucak; hiç olmazsa son bir yüzyıl için rahatlıkla söylenebilir bu.
Litros isminin, Esenler Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü tarafından çıkarılan bir gazetede vücut bulması, köyün tarihi derinliklerini hatırlama yönünde bir vefa göstergesi. Ocak 2021’den bu yana yayınını sürdüren, ötekileştirmeden uzak içeriğiyle geniş bir okuyucuya ulaşan, zaman zaman yazılar yazdığım bu nitelikli gazete için emek veren çok fazla kişi var. Gazetenin editörü Rabia Bulut nezdinde hepsini gönülden tebrik ediyorum.
Yorum Yaz