Litros Sanat
Türkiye'nin Dijital Kültür Sanat Gazetesi
Babasız bir adamdı artık o. Bütün dünyayı ayakları altında yok etmek üzere şahlanmış bir at gibi devleşen savaşın ortasında yalnız ve yorgundu. Buna rağmen çalışmaya devam ediyordu Hermann Hesse. Savaş esirlerinin bakım merkezindeydi bütün gün. Sağlığı elverseydi cephede olacaktı ancak gözleri, büyük acıları görmek için yeterince güçlü değildi. Esirlerin arasında dolaşıp yeryüzünde en sevdiği nesneleri dolaştırıyordu aralarında: Kitapları.
Ama Hesse’nin yorgunluğu sadece bundan dolayı değildi. Savaş olanca gücüyle kendini gösterince nefret söylemlerine aydınların kapılmamaları için bir yazı yazdı. “Sakin olun dostlarım,” dedi, “bu ifadeler yakışık almaz,” dedi. Fakat ne olduysa ondan sonra oldu. Basında bir linç harekâtı başladı Hesse’ye karşı. Hainlikle suçlandığı yetmemiş gibi birçok dostu kendisinden yüz çevirdi ve yığınla nefret mektubu birikti kapısının önünde.
Kabuğuna çekildi Hesse ancak üst üste gelen olumsuzluklar bir sinir kriziyle taçlandı. Yaratılış itibarıyla hassas ve sıra dışı olan bu ruh, yıllar içerisinde birçok hasar almıştı ama bu seferki hepsinden büyüktü. Tam bir yıl boyunca iyileşmek için çabaladı. Psikanalizin kurucusu Jung’un öğrencilerinden ve meslektaşlarından olan Lang’dan aldığı terapilerle toparlanmakla kalmadı, iyileşmenin ve hafiflemenin rüzgârıyla iki ay içerisinde Demian gibi bir başyapıt kaleme aldı.
Kendini daha iyi hissediyor olsa da insanların karşısına çıkmaya hazır değildi Hesse; nefret söylemleri hâlâ kulaklarındaydı. Başka bir yol denedi. Yayıncısını arayıp ölüm döşeğinde olan genç bir adamdan ve onun eserinden söz etti. Anonim kalmak istediği için ona Emil Sinclair adını taktığını da ilave etti. Yayıncı eseri okuyup beğenince basılma onayı verdi. Her şey yolunda gidiyordu fakat kitabın beklenmedik büyük başarısı, işlerin seyrini değiştirdi.
Eser o kadar çok beğenildi ki, ilk eser dalında Fontane ödülüne layık görüldü. Hesse, Sinclair’in vekili olarak ödülü alsa da ona çok fazla ev sahipliği yapamayacağını belki de biliyordu. Hızlı bir şekilde dördüncü baskıya gelen eser, birilerinin şüphelerini uyandırdı. Otto Flake ve Eduard Korrodi, üslup analizlerine göre Hesse’yi metinde tanıdıklarına dair birkaç yazı yayımlamakla kalmadılar, Hesse’ye eserinin arkasında durma çağrısı yaptılar. Başta terapisti olmak üzere birkaç kişiye sırrını açmıştı madem; herkes de öğrenebilirdi.
Ödülü geri verdi Hesse, bir de açıklama yaptı: “Gençler, yaşlı bir amcayı (kırklı yaşlarındaydı o vakit) ciddiye almazlar diye endişelendim.” Bir şey daha söyledi Hesse: “Payeyi nasıl aldığımı bilmediğim eğlendirici edebiyatçı rolünden kaçma ve gizli kalma teşebbüsüm başarısız oldu.”
Ve bir gün terapistine şu itirafta bulundu: “Keşke bütün eserlerimi bir takma isimle yayımlatabilsem. Çünkü ben Hesse olmaktan ziyade Sinclair, Klingsor, Klein vb. oldum ve daha birçok kişi de olacağım.” Demian adını bulmadığını, rüyasında onu gördüğünü ve kendisiyle sohbet ettiğini açıkladı Hesse. Ancak bu bilgi doğru muydu yoksa Hesse başka bir kişi olma yolunda mıydı, bilemeyiz.
Yorum Yaz